ANEVRİZMA KANAMASI HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

BEYİN TÜMÖRÜ HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

BOYUN FITIĞI VE TEDAVİSİ

DOĞUMSAL BOYUN veya BEL veya SIRTTA KESE-MENİNGOSE...

DOĞUMSAL BOYUN veya BEL veya SIRTTA KESE-MENİNGOSE...

HİPOFİZ ADENOMU HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

OMURGA-OMURİLİK TÜMÖRLERİ HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

SİNİR SIKIŞMASI HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

DOĞUMSAL OMURGA AÇIKLIĞI (DOA)-SPİNA BİFİDA HASTAL...

BEL FITIĞI VE TEDAVİSİ

BELDE DARALMA-OMURİLİK KANALI DARALMASI-SPİNAL STE...

BEL KAYMASI VE DARLIK TEDAVİSİ

 

SPİNAL STENOZ (BELDE DARLIK, OMURİLİK DARALMASI) ve TEDAVİ

Spinal stenoz, belde daralma, omurilik daralması ve benzeri adlarla bilinen hastalık genellikle 55-60 yaş ve üzerinde görülen rahatsızlıktır. Hastalar eskisi kadar uzun yürüyememekten, yürümekle artan bacak ağrısı ve uyuşmalardan şikayet ederler.  Artık 50 metre dahi yürüyemediğinden yakınarak doktora başvururlar.

Yapılan incelemelerde lomber bölge dediğimiz bel bölgesinde kanal daralması tesbit edilen hastalara spinal stenoz tanısı konulur. Bu daralma zaman içinde omurga eklemleri arasındaki ligament denilen bağ dokularının kalınlaşması sonrasında oluşmakta ve ayrıca disk dediğimiz yapının dejenerasyonu sonrasında kanala doğru taşması ile daha da artabilmektedir.

Hastalar kısa mesafe yürüdükten sonra ağrı ve uyuşmalar ile oturma veya durup öne eğilme ihtiyacı duymaktadır. Yatarak ağrıları geçmektedir. Nörolojik bozukluk genellikle saptanmaz.

En kolay şekilde tanı MR ile konulmaktadır. Bunun yanısıra MR a giremeyen hastalar için myelografi ve tomografik myelografi yapılabilir. Hastaların mutlaka ayakta hareketli grafileri ve kalça grafileri de ek sorunların olup olmadığının incelenmesi için görülmelidir. Operasyon düşünülen hastalara tomografi de çektirilerek ana kanalın ve sinirlerin çıktığı kanalların kemik yapısı detaylı incelenmelidir.

Daralma genellikle birkaç seviyede olmaktadır. İlerleyicidir. İlaç ve diğer tedavi yöntemlerine (fizik tedavi, manuplasyonlar, algolojik yöntemler, ısı, ultrason, akupunktur… vb…) genellikle cevap alınamaz veya kısa süreli cevap alınsa da şikayetler tekrar başlar.

Uygun olan hastaların operasyonlarında bugün en konforlu ve güncel method  mikrocerrahi yöntemle tek taraftan girilerek spinal kanalın iki taraflı genişletilmesi ameliyatıdır. Bu ameliyat sonrasında belde tek taraftan kaslar minimal yöntemle sıyırılır ve darlığa mikroskop eşliğinde girilerek tüm kanalı daraltan oluşumlar ortadan kaldırılır. Bu adeta portakalın içini küçük bir açıklıktan girerek boşaltmak olarak tanımlanabilir. Omurgadaki eklemlere zarar verilmez. Karşı tarafın kasları sağlam kalır. Bu sayede hastalar çok seviyeden dahi bu operasyonu olsalar ameliyattan 4 saat sonra yürür ve ertesi gün taburcu olurlar. Ameliyatta her seviye darlık için  kanama miktarı 35-50 cc nin üzerine çıkmaz. Hastaya kan verilme gereği çoğunlukla yoktur. Kliniğimizde son 2,5 yılda yaklaşık 250 hasta bu yöntemle tedavi edilmiştir. Yaşı 60 ve üzerinde olan kemikleri zayıf bu hastalara vida, platin, protez, plak vb… kemik ile uyumsuz materyaller takılarak oluşan riskler ve yabancı cisimin oluşturduğu sorunlar ortadan kalkmış olur. Bu yöntemle devlet ve hasta da maddi olarak ciddi tasarruf etmiş olur. Bu ameliyatın maliyeti diğer yöntemlerin maliyetinin %25-35 i kadardır. En iyi spinal cerrahlarda dahi vidanın yanlış yere yönlenme oranı %10-15 dir. Yani belinize 10 vida takıldı ise en iyi ihtimalle 1 veya 2 tanesi olması gereken ideal durumda olmayabilir!! Günümüzde kullanılan vida, platin ve benzeri malzemelerin kemik ile uyumlusu malesef yoktur, o nedenle gençlerin aksine zaman içinde özellikle çoğunluğu osteopenik ve osteoporotik olan  bu hastalarda vidalar gevşemekte ve oynamaktadır. Bu gevşeme ve oynamalar hastalarda kronik bel ve kalça ağrılarına yol açmaktadır. Hastalar çoğu zamanını beyin cerrahisi, fizik tedavi, ağrı poliklinikleri gibi yerlerde ve yatakta geçirmektedir. Kliniğimizde son 2 yılda 120 hastadan bu vidalar sökülmüştür!!

Dünyada son 10-15 senedir artık beyin cerrahları bu hastaların ameliyatlarında çok büyük oranda bu yöntemle operasyonu tercih etmektedir. Ülkemizde de bu yöntemle operasyon sayısı gün geçtikçe itibar görmekte ve her geçen gün artan oranda bu operasyonları tercih eden beyin cerrahı sayısı artmaktadır. Dünya literatüründe saygın dergilerde bu yöntemin uzun süreli sonuçları yayınlanmış ve çok başarılı bulunmuştur.

Tabiki bütün belinde daralma olan hastalar için tek ve mucizevi yöntem bu değildir. Hastaya ve hastalığına ek bozukluklara göre yöntemler değişebilir, ilaveler ve çıkarmalar yapılabilir.

HANGİ OMURGA HASTALIKLARINDA VİDA VE DİĞER MALZEMELERİ KULLANIYORUZ?

Özellikle skolyoz, ileri derecede hareketli bel kaymaları (2. derece ve üstü), vertebra tümörleri, vertebra kırıklarının bir bölümünde vida ve diğer malzemeleri kullanmaktayız ve ciddi fayda sağlamaktayız. Kısacası doğru tanı, doğru hasta, doğru tedavi kuralı geçerlidir.

SON SÖZ

Omurga cerrahisinde başarının temel kuralı doğru tanıyı koymaktır. Tanı doğru konulduktan sonra tedavi tercihi hastanın durumuna göre en etkin ve en minimal yöntemden, en karmaşık yönteme doğru sıralanmalıdır.

Mikrocerrahi yöntem ile tek taraftan girilerek iki taraflı kanal genişletilmesi ameliyatı, belinde tek veya çok seviyeli kanal daralması olan uygun hastalarda en konforlu, riski en az ve çok etkileyici sonuçları olan bir yöntemdir.

Sağlıkla kalın,

 

Prof. Dr. Kudret Türeyen
-Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroşirürji Ana Bilim Dalı/İstanbul
-Medical Park Bursa Hastanesi
Nöroşirürji Bölüm Direktörü
Fakülte  : 4442864
Hastane : 4444484
www.kudrettureyen.com

 

BEL KAYMASI (LOMBER SPONDİLOLİSTEZİS)

Bel kayması (Lomber spondilolistezis), şişmanlık, belin yanlış kullanılması, sarsıntı (omurgaya bel bölgesinde çarpma, düşme, darbe…), tümör, dejenerasyon (yaşlanmaya bağlı omurları bağlayan ligament yapılarının bozulması), henüz kesin ispatlanmasa da genetik olarak bağ dokusunun zayıf olması, neticesinde omurların birbiri üzerinde kayması ve sinir köklerine bası yapmasına bağlı bir hastalıktır.

Bel, kalça, bacaklarda ağrı ve uyuşmalarla kendisini gösterebilir. En tipik hikayesi hastaların yol yürüme mesafeleri kısalır. Kısa süre yürüdüklerinde bacaklarda ağrı ve/veya uyuşma nedeni ile oturma ihtiyacı duyarlar. Biraz daha kendilerini yürümeye zorlarlarsa bacakları birbirine takılır, düşme ve burkulmalar yaşarlar. Sabit ayakta durma süreleri çok kısalmıştır.

Hikayesi alınıp ve nörolojik muayenesi yapılan hastalar hareketli röntgen grafileri, MR, BT, EMG... gibi tetkiklerle değerlendirilir. Hastalığın durumu ve derecesine göre tedavi planı uygulanmaya başlanır. 

Tüm kanıta dayalı tıp uygulamalarına rağmen cevap alınamayan hastalarda bilinen en yüz güldürücü tedavi ameliyattır.

Ameliyatın temel amacı sinirler üzerindeki basıyı kaldırmak, gerekli ise kaymayı durdurmak için sabitlik sağlamak ve uzun sürede bu kayan kemikler arasında füzyon (kaynaşma, donma) sağlayarak kaymanın ilerleyip tekrar sinirlere bası yapmasını engellemektir.

Girişimin yapılmaması durumunda neler olabilir? Girişim yapılmaması durumunda bel ve bacak ağrısının, yürümekle artan uyuşmasının devam etmesinin yanı sıra mevcut nörolojik bozuklukllarda artış olabilir ve yeni bozulmalar, hasarlar eklenebilir. İleride ameliyat yapılsa bile sinir dokusunun yapısal özellikleri nedeniyle bu bozulmalar kalıcı olabilir. Nadiren idrar yapma, dışkılama ve cinsel fonksiyonlarda değişen derecede kalıcı veya geçici aksaklıklar olabilmektedir.

Nasıl bir tedavi/girişim uygulanacak: Hastalar genel anestezi alırlar ve yüzü koyun yatar pozisyonda ameliyat edilirler. İlgili seviyeleri ortaya koyacak büyüklükte cilt kesisi yapılıp bel adalesi iki taraftan da kemik yapıdan usulüne uygun ayrılır. Röntgenle seviye doğrulanır ve takiben omurganın ilgili seviyede arka duvarını oluşturan kemik yapılar yeterince alınıp sinir kökleri üzerine bası yapan yapılar (kalınlaşmış eklem yüzü, bağlar, bozulmuş diskler) temizlenir. Tüm bası altındaki sinirler rahatlatılır. Temel amaç sinirleri bası altından kurtarmak ve sonradan tekrar basıya maruz kalmalarını önlemektir. Önceki tetkiklerinde hareketli kayma saptanan vakalarda özel vidalı sistem yeterli seviyede kemiklere yerleştirilir. Başlangıçta çıkartılmış olan omurganın ilgili seviyede arka duvarını oluşturan kemik parçaları ve gerektiğinde kalça kemiğinden alınan kemik parçalar (tümü hastanın kendi kemiğinden oluşur ve en ideal kemiklerin kaynamasını sağlayan materyalidir) çubuk ve vidaların etrafına yayılır. Amaç bu kemiklerin zamanla çevre kemiklerle bütünleşerek kaynaması ve bu bölgedeki hareketliliğin önlenerek hastanın sinirlerine tekrardan bası olmamasının sağlanmasıdır. Kemikler arası kaynama oluşana kadar bu hareketsizliği vidalı sistem sağlamaktadır, yani vidalı sistem bir nevi beton kalıbı gibi görev görür.

Bazı durumlarda kayma durmuş ise ve kemikler arasında kendiliğinden kaynama olmuşsa mikrocerrahi olarak tek taraftan girişim yapılarak kalınlaşmış eklem dokuları temizlenip yeterli kanal genişlemesi ve sinirlerin gevşetilmesi, bası altından kurtarılması sağlanabilir. Bu sayede vida kullanmadan bu ameliyatlar sonlandırılarak zaten orta yaşın üzerinde kemik yapısı zayıf olan insanların ileride vida kaymaları, oynamaları, gerilmeleri nedeni ile yaşayabilecekleri sorunlara zemin hazırlanmamış olur.

Ortaya çıkabilecek yan etkiler:

Ameliyat yerinde ağrı ve rahatsızlık hissi. Geçicidir.

Şikâyetlerin geçmemesi, yara yeri normal olarak iyileşmeyebilir kalınlaşıp kırmızı hal (keloid)alabilir ve nedbe ağrılı olabilir. Bu hastalar uzun süredir sinir baskısı altında olduklarından akşamdan sabaha hemen düzelme beklenmez. Şiddetli basıya bağlı ağrılar erken dönemde geçer ama kronik ağrıların geçmesi hasarlı sinirlerin kendini tam olarak yenileme süreci sonunda geçer. Bu süre hastaya ve hastalığına göre değişmekle beraber 3-12 ay sürebilir.

Ameliyat bölgesinde iltihap, kanama. Vida sinir kökünü yaralayabilir buna bağlı ağrı ve güçsüzlük olabilir. Beyin omurilik sıvısı akıntısına bağlı menenjit ve yara iyileşmesinde gecikme gelişebilir ve antibiyotik tedavisi ve ek cerrahi tedavi gerekebilir. Sinir köklerinde yaralanma, aynı seviye veya komşu seviyelerde fıtığın tekrarlaması (ağrıya neden olabilir ve ek cerrahi gerektirebilir), kalın barsak ve idrar kesesine giden sinirlerde yaralanma, ana damar yaralanması olabilir.

Akciğerdeki küçük hava alanlarında kapanma olabilir buna bağlı ameliyat sonrası ateş ve akciğer iltihabı riski olabilir. Tedavi için antibiyoterapi ve fizik tedavi gerekebilir. Bacaklarda pıhtı oluşabilir, ağrı ve şişmeye neden olabilir. Nadiren bu pıhtıdan parça koparak akciğere ulaşıp ölümcül olabilir. Kalpte yüklenmeye bağlı kalp krizi ve beyin felci (inme) olabilir.